300 Spartalı

Moderatör: murat tahan

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Mesajgönderen meric temur » Mart 19th 2007, 18:12

Bilgisayar ve animasyon teknolojisi özelliklede çizgi-roman cover ı filmlerde kullanılmalı bence. Çünkü bu tarz filmlerde konudan ziyade görsellik daha ön plana çıkar. Çizgi-romanında 9. sanat dalı olmasının nedeni görselliktir zaten. Okuyucu görsel öğelerle konu ile ilgili bağlantılar kurar.

cure
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 18
Kayıt: Mart 14th 2007, 18:06

Mesajgönderen cure » Mart 19th 2007, 20:33

koskoca osmanlı varken gitmişler 300 ıspartalının filmini cekmişler yaww ama cok güzel film :-?

Mr.Wild
forumdostu
forumdostu
Mesajlar: 282
Kayıt: Ocak 27th 2006, 12:17

Mesajgönderen Mr.Wild » Mart 19th 2007, 21:40

film mukemmeldi bidaha izliyicem : )

Kullanıcı avatarı
Tuna
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 6411
Kayıt: Kasım 27th 2005, 14:44
Konum: Dünyanın Başkenti ISTANBUL
İletişim:

Mesajgönderen Tuna » Mart 20th 2007, 00:23

meric temur yazdı:Bilgisayar ve animasyon teknolojisi özelliklede çizgi-roman cover ı filmlerde kullanılmalı bence. Çünkü bu tarz filmlerde konudan ziyade görsellik daha ön plana çıkar. Çizgi-romanında 9. sanat dalı olmasının nedeni görselliktir zaten. Okuyucu görsel öğelerle konu ile ilgili bağlantılar kurar.


ewet haklısınız sn editörüm ; )

Kullanıcı avatarı
Tuna
Yarışmacı
Yarışmacı
Mesajlar: 6411
Kayıt: Kasım 27th 2005, 14:44
Konum: Dünyanın Başkenti ISTANBUL
İletişim:

Mesajgönderen Tuna » Mart 30th 2007, 14:04

300 filmi üzerine..

Ne desem yalan olur diyerek başlayayım bari. Öncelikle "...ne bekliyordunuz ki?..." şeklinde sürüp giden yorumların hiç de açıklayıcı ve zihin yorularak yapılmış işler olmadığını düşünüyorum. Kolaya kaçmaktan başka birşey değil. Öncelikle bu filmin +18 olarak vizyona girdiğini bilen biri olarak filmi izlediğim salonda biri (en fazla olsun 15) kız diğeri de sanırım yine bi akrabası ya da tanıdığı ile gelen (en fazla olsun 10 yaşlarına -ki bu konuda şaka da yapmıyorum-) erkek çocuğunun orada ne aradığını yetkililere sormadığım için kendimi suçlu hissediyorum. Eğer bunu şikayet edebileceğim bir adres varsa bana yardımcı olunuz. Bu cümlemden sonrasını izlemeyen arkadaşlar okumasa daha iyi olur sanırım. Gelelim filme. İlk olarak birçok arkadaşımızın dediği gibi ne olduğunu (şiddet, cinsellik -ki zaten boru gibi +18 diyor- ve bilimum entrika, dalavere) bilerek gitmiş biriyim. ÇR'ını okumamış biri olsam da hikayenin ana hatlarını ezbere bilen ve 1962 yapımı -bence son derece taraflı ve zamanına göre yavan bir film- olanını izlemiş biri olarak izlemeye başladım. Yönetmenin, Frank Miller'ın neler yapabileceği hakkında az çok fikir sahibiydim. Bütün görüşlerim filmin ilk dakikasından itibaren tamamen kendilerini doğruladı. Filmin anlatıcısı arkadaş -ki David Wenham- sizin önünüze hemen yolu koyuyor ve filmin içerisinde de sizi bu yollardan birine girmeniz için zorluyor. Aklı başında bir sinema izleyicisi; ki Cambelboy da belirtiyor;

Alıntı yapılan: cambelboy on 18-03-2007, 23:14:23 PM
Dolayısıyla da ben bu filmi (en azından günümüzün koşulları içinde) sinema olarak kabul etmem. O yüzden bu görsellikten etkilenenler benim gözümde ya ÇR ve video oyunu temellerini göz ardı edemeyip filmi ona göre izleyenlerdir ya da sinemada öykü anlatımından hiç çakmayanlardır.


filmi izlerken tartmaya çalışıyor, içine girmeden taraf tutmaya gerek duymadan, son derece sıradan bir sinemasever -ya da hayatında en az 2 kere bir filmi izlerken konudaki boşluklara dikkat eden- bu ayrıntıyı nahoş buluyor ve kendini sıkmak zorunda kalıyor. Sinemanın sadece görsellik olmadığını da yazmıştı Cambelboy bu filmin Gelecek Filmler Topiği'nde olduğu zamanlar. Buna da dikkat etmek gerek. Filmin başı ya da başka bir girişi yok. Sadece zayıf olan bizden değildir, bizler seçilmiş olanlarız ve üstün bir ırkız söylemleri. Neden öyle olduklarını hiç anlatmıyor. Asker ticareti yapan bir devlet olduğundan bahsetmiyor. Sadece çok önemli bir gün gelecek ve bütün alem bizim ne kadar iyi olduğumuzu bilecek demeye getirilmiş. Yani başlangıcı tamamen Pers saldırısı -ya da bi savaş olacak herkes bilecek- şeklinde, tamamen sonuca gitmeye çalışan bir giriş. Hemen rengini belli ediyor. Leonidas oğlunu çalıştırırken söylediği son cümle çok önemli; çünki filmin kalanında hiçbir zaman bu cümlenin hakkını vermiyor. Diyor ki; "Saygı ve Onur" -2. kelimeyi tam hatırlamıyorum ama onur herhalde- . Filmin hiçbir yerinde Leonidas düşmanına ya da düşman gördüğüne bunu yansıtamıyor. Hatta Ephialtes'i yollarken bile ona saygı duymadığını belirtiyor ve ona "... git ölüleri alandan topla ama savaşa katılma..." diyor. Şimdi birçok arkadaş diyecekki "...işte Spartalı'lar tek vücut olmalı, falan, filan, bla bla bla..." ya da filmdeki replikleri ve Sparta felsefesini sıralayacak. Eee, adam oğluna saygı derken Sparta felsefesi değil mi? Neyse, devam edelim. Elçileri öldürdüğü sahne beni kızdırmadı. Bizde elçiye zeval olmaz ama Leonidas en başta uyarıyor zaten elçiyi "...sözlerine dikkat et, elçi bile olsan..." diyor. Devamı fragmanın gazı zaten. Kraliçe'den de onay alıyo tabii koskoca Sparta Kralı. Planlı olarak gidiyor savunma alanına. Kahin tayfasının satılmış gösterileceğini düşünüyordum ki, yanılmayınca daha da üzüldüm nedense. Savunma işini düşünüyor olmasına rağmen kafam takılıyor tabii. Neden 300 kişi alıyor? Denilebilir ki Konsey onayı almadan dışarı yani kendi deyimiyle "...bacak kaslarını çalıştırmaya..." sadece bu kadar kişi alabiliyor. O zaman neden bize 10 saniyelik bi görüntüyle anlatılmadı? Birebir ÇR uyarlamak isterken burası da ellere yar oluyor tabii. Sanırım hikayedeki boşluklar da bu nedenle oluşuyor -en azından benim açımdan- . Sonra savunma, ya da savaş sahnelerine lafımız yok. Bağırışlar da en başta göze batmıyor. Gerard abimizin dediği gibi " ...o adamlar aç aslanlar gibiler ve onları kontrol altına almak için bazen böyle konuşmalar yapıyorum...". Savaş sahnelerinin estetiği üzerine konuşmuyoruz. Kalkanlı savunma sahneleri de görsel açıdan hoş lakin bir film sadece görsellik demek değildir diyorum tekrar. Freeman'in dediği gibi birçok savaş filmi seyretmişizdir ama mızrakların bu şekilde kullanılması herhalde aşina olduğumuz bi durum değil. Yavaşlatılmış sahneler ilk başlarda gerçekten iyi izlenim bıraksa da sonraları bayıcı bir bolluğa sürüklüyor kendini. Yeter ulen diyor ve sevişme sahnelerini bile bu havada izlettirdiklerini hatırlıyorsunuz. Hikaye alttan konuşan abimiz ile devam ediyor ve diyor ki; "...bu iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, Edi ile Büdü'nün -nerdeyse diyecekti- ..." şeklinde yazmaya -amiyane tabirle- devam ediyor. İşte değim yol ayrımları burda devam ediyor. Her değişen karede bu ayrımı vurgulamaya çalışan bi üslup var. Mutlaka taraf tutmalısınız diyor. Hele hele ne zaman Spartalı arkadaşlar düşmandan bahsetse kelimeler 3 veya 5 tane olmak üzere aynı kalıpta ilerliyor. "Canavar, despot, köleci, zalim, ..." olmak üzere Persliler için kullanılan sıfatlar bunlar. Lan adamların neyini gördünüz? Sadece 'toprak ve su' istedi amcam. Sadece gelin teslim olun dedi. Ananızı tanımaz babanızı tanımaz. Tabii bütün Spartalılar Zerhes'in babası Darius'u tanıyolarmış. Neysssee. Arka patikayı gören oldu mu? Nasıl bişeydir, neye benzer, neden oradan geçilirse sakat olur? gibi cümleler havada kalıyor tabii. Alanın ne kadar bi alan olduğunu, eninin ve boyunun ne kadar olduğunu anlayamıyor, kavrayamıyor ve bunlar olmayınca da filmin içine girip bir türlü kendimizi Spartalılar'ın ya da Persler'in yanında hissedemiyoruz. Bildiğimiz geçidin 10 adam yanyana durduğu zaman kapandığı mevzusu ve bu da filmden öğrenilmiş bi bilgi değil. Film daha çok görüntü aktarımı, temalar ve arka fon ile uğraştırıyor. Seyirciye de bol bol taktiksel, dövüşsel, efektli, ve doğranmış ve delinmiş kişilikler bırakıyor. Alın siz bununla uğraşın biz zaten bunu anlatacaktık diyor. Konuşan arkadaş bile Spartalı olduğunu ve taraflı konuştuğunu belli ederken tarihte nelerin değiştiğini söylemiyor. Hele son sahnede "... Mistisizm ve zartın zurtun sonu..." deyişi var ki kısa bi yuhh çektiriyor. Neymiş efendim felsefeymiş, ilimmiş bunlar Yunanlar orda direnince çıkmışmış, falanmış, filanmış saçmalıkları. Ulen bi dön bak kitaplara da gel filmi öyle yap. Bu kölecilikle suçlanan Persler o zamanın ilminde en ileri teknik olan uluslardan. Adamlar ateşli şişeler atınca alttan konuşan abimiz gene bombayı patlatıyo "... yemedi sihirle -bu kelimeye dikkat- geliyolar..." diyo. Öeehheh diye kalıyonuz orda. Sen savaşırken çok iyi -hatta en iyi savaşçı- sensin de, adam ateş atınca büyü oluyo. Hiç mi düşünmedin bu adamlar "...thousand nations..." denen envayi çeşit milleti nasıl ele geçirip dünyaya hükmetmeye ve ebesinin nikahından senin ülkenin kıyılarına dev gemilerde geliyorlar. Atıp tutmaya gelince, kahramanlık nidalarına gelince ses gür tabii. Seyirci zaten haykıracak, o kadar olay dönerken ve bağırmaya yer ararken gidip bu filmlerin repliklerini bağırıyor. Oysa Dünya sona yaklaşıyo diye bağırsan "lan salak biliyoz biz bunu, küresel ısınma o" şeklinde deli yakıştırması yapacaklar. Biz de bu filmi izleyip çıkınca "elime kılıç, önüme de Persli verin" diyecek duruma getiriliyoruz. Filmin görselliğine laf söyleyecek değilim ama başarılı efekt çalışmalarıyla, 10 ayrı özel efekt şirketinin 1 yılı aşkın çalışması sonucu ortaya çıkan görselliği yiyim ben. Oyunculara suç bulmak olmaz diyor bazı arkadaşlar. Neymiş, mavi ekrana bakmışlar. Kardeşim nereye baktığı mı yoksa nasıl rol yaptığı mı önemli? Sen adın üzerinde oyuncusun. Eşeği öp deseler öpeceksin -bu biraz garip oldu ama neyse- . Öyle yeşil ekrana saklanmak yok. Sky Captain filmindeki arkadaşları da alınlarından öpmek ve kucaklayıp havaya atmak lazım o zaman. Zira bundan daha büyük bir başarı hikayesi o film, bu yorumlara bakılırsa.
Konudan sapıyoruz ama toplamaya çalışalım. Yan karakter anlatımı, ana karakter anlatımı falan hikaye. Bütün amaç filmin başından beri o 300 kişiyi o alana toplamak. Sonra da ver Perslileri alana kıyma, doğrama, kesme, biçme hareketleri. Takipçisi olabilecek filmler için yenilik ya da sinema adına sıfır bi olaylar yumağı. Normal Persliler bittiyse ver ölümsüzleri. Onlar da haşat oldu, ne yapsak diyosan yeni bişey yapalım bi gergedan koyalım. Ona da tek hamleli bi ölüm veririz, gaz olur. Sonra? Bu film böle kısa olur bi de Mamutları koyalım. Bu Spartalılar çok güçlü o nedenle dar alanda çok etkili olurlar yorumu da eklenerek filleri püskürtüp denize atsınlar falan şeklinde yönetmen ve yapımcılar arasındaki diyaloglarla sürebilecek bi senaryo yapılandırma süreci. Arka anlatım yok, arkada sadece fon müziği var.

Kral ailesini ve ülkesini korumak, onlara zarar gelmesini önlemek için ölmeye gidiyor, Kraliçe de kocasının ölümü kabullendiğini bilmesine rağmen yardım göndermek için Konsey'in en güçlü adamına kendini veriyor. Saçmalığın göz çıkardığı anlar. Denilebilir ki başka çaresi yoktu. Nasıl yok derim ben de. Kendisi bile "...2 gün sonra konuşacaksınız..." dendiğinde "...kocamın 2 günü yok..." derken nasıl olur da bu işe girer akıl karı değil. Bir de süsleme güzel olmuş, "...ben senin kralın değilim..." lafına karşılık aynı kelimelerle karşılık verilmesi. Kocaman Konsey üyesinin mal gibi paraları üzerinde taşıması gibi senaryosal ve kurgusal zayıflıklara da değinmek gerek tabii. Yani adamın p.ç olduğu her halinden belli zaten diyeceğim ama neyse. Daha uzar gider. Söylenilenlerden bütün söylediklerini gerçekleştirebilen tek kişi Kral Leonidas oluyor (bkz. "...even the Godking can bleed...", "...remember us..." ). Yani Persli Zerhas ise "...seni tarih sayfalarında sileceğim..." gibi söylemleriyle ortada kalıyor. Tam bir kazanan, kaybeden ikileminin içinde bırakılarak sempatik Yunanlara, barbar Persler ve köleleri izlenimiyle bitiriliyor. Hele Kral'ın öldürüldüğü sahne adrenalinde tavan yapıyor. Ne gerek var 100 kişinin ok atmasına? Bizde bunlardan bol denmeye mi çalışılıyor? Yoksa Hero filminde vardı, çok sevdik bi de böyle görün mü denmek isteniyor? (ÇR'da varsa bilemem tabii) Bu yazıyı okuyan herkese de zahmete katlandığı için teşekkür ediyorum. Ben bile 1,5 saati aşkın bi sürede yazdım.

Siyasal karşılaştırmalara girmiyorum bile. Temsili anlamlar çıkarmaya kalksak altından girer tekrar üzerine çıkarız. Sadece birkaç sahne dikkatimi çekti. Hernekadar filmlerdeki sahneleri birebir karşılaştırmayı yorumlara eklemeyi sevmesem de yazmalıyım. Özellikle Mamutlar tamamen Lord Of The Rings simgesi gibi. Üzerinde ok atan adamlara kadar. Leonidas'ın o miğferini takıp yüzünü döndüğü sahne Truva filmindeki Aşil'in dönüş sahnesinin aynısı (ÇR'da da aynıdır herhalde -ne de olsa Troy 1998'den sonra çekildi, o kopya çekmiştir belki-). Kral'ın ölümünü yazmaya gerek yok. Ölüm duruşu da zaten söylenmiş (bkz. Browy). Yaz yaz bitmez tabii. En azından yazı bitsin. Son olarak da bu bi fantastik-çizgi roman uyarlamasıdır, görsellik için gidilir diyen arkadaşlara da bi hatırlatma. Bu hikayenin baz aldığı karakterler ve isimlerin hiçbiri fantastik değildir. Zamanında böyle bir savaş gerçekten olmuştur. Bu tür bir olay bundan belki de çok değişik bi anlatım, kurgu ve görüntüyle gerçekten yaşanmıştır. Adamın birinin g..ünün keyfine göre resmettiği ve eser haline getirmeye çalıştığı bir kitaptan kare kare görüntülendirilmiş başka bir hadise -yapıt bile diyemiyorum- ile karşı karşıyayız. Sadece önünüze konanı yiyor ve onun verdiğini hazmediyor da mutlu oluyorsanız gidin 1 bardak suyu alın ve yüzünüze vurun da kendinize gelin. Hiç olmadı bundan sonra film de izlemeyin diyeceğim ama bu cümleyi de kimlerin nerelerinden anlayacağını bilemediğim için yazmamış sayın ve geçin. Sinema sadece görsellik değildir. İlle öyle diyorsanız gidin fotğraf çekin. Çok karmaşık bi oluşumun basit bir dille anlatılmaya çalışılmasıdır. Resimleri oynatarak görüntü yaratmaya çalışmak değildir. Daha fazla uzatmayalım bari; Görüntü kullanımındaki başarı ve nispeten baymayan sahneleri hatırına 5/10 verelim de bitsin..

///// Emin Ç. /////
http://elordian.spaces.live.com/blog/cn ... c=BlogPart

Çok sevdiğim sinema yorumcusu arkadaşımın yazdıklarını sizlerle paylaşmak istedim. Ben sonuna kadar katılıyorum..

spider
forumdostu
forumdostu
Mesajlar: 207
Kayıt: Mart 17th 2007, 12:55

Mesajgönderen spider » Mart 30th 2007, 14:13

tuna 18 yaş altını kime şikayet ediceksinki.ben sinemacıyım.bizdede oynuyo bu film adam 6 7 yaşındaki çocuğunu almış filme geliyo yaş sınırı var giremez diyoruz o alışık ya bişey olmaz diyo ne anlatıcaksın bu adama?gene başka bir çocuk annesinden imzalı kağıt getirmiş.insanları anlamak çok zor.

Kemal17
VIP
VIP
Mesajlar: 1628
Kayıt: Ocak 24th 2006, 12:53
Konum: istanbul

Mesajgönderen Kemal17 » Mart 30th 2007, 15:16

sabah kahvaltınızı iyi edin çünkü akşam yemeğini cehennemde yiyeceğiz (not alıntıdır kral leonidas :D)

GODZİLLA
forumdostu
forumdostu
Mesajlar: 454
Kayıt: Aralık 13th 2005, 17:06
Konum: Giresun

Mesajgönderen GODZİLLA » Nisan 14th 2007, 09:26

film genel olarak güzeldi,harcanan emeğe saygı duymak lazım.gelelim hoş olmayan kısımlara:
dikkat ettiyseniz savaş alanlarında gerçek insan sayısı çok az(yaklaşık 60 kişi kullandıklarını okudum)dev pers ordusununda dijital bir ordu olduğunu düşünürsek filmin inandırıcılığı biraz azalıyor.bir savaş sahnesi kıyaslamasında mel gibsonun ünlü cesur yürek filmini baz alırım.vahşice birbirine saldıran binlerce insan,alabildiğine geniş ovalar,çayırlar.
tamam 300 spartalı çizgiroman tadında bir film ama fışkıran kanların bile dijital olduğu o kadar belli oluyorki yani insan biraz gerçekçilik bekliyor.

meric temur
VIP
VIP
Mesajlar: 760
Kayıt: Ekim 14th 2006, 23:18
Konum: İzmir

Mesajgönderen meric temur » Nisan 14th 2007, 12:38

Rambo'dan, Braveheart'dan neblim Blackhawk down'dan gerçeklik bekleyin ama bu tarz filmlerde gerçeklik aramayın arkadaşlar yaw. Film gerçek olmamak için gerek fantastik olması gerekse çizgi roman coverı olmasıyla her öğeyi barındırıyor zaten.
Ben Kill Bill de de insanlara bunu anlatamamıştım. Neymiş adamın kafası kesilince kan öyle fışkırırmıymış şöyleymiş böyleymiş. Evet tabikide gerçekte kan öyle metrelerce hava fışkırmaz ama film anime kuralları baz alınarak çekildiyse filmdeki kan fışkırması az bile.
300 de de aynı şey geçerli çünkü görselliğin ön planda olduğu bir film dolayısıyla fışkıran kanın bile bir karizması olması gerek :sad:

Rambo53
forumdostu
forumdostu
Mesajlar: 277
Kayıt: Nisan 13th 2007, 17:17

Mesajgönderen Rambo53 » Nisan 16th 2007, 03:09

ramboya laf yok :sad: ben sahsen cızgı roman turunde coverları begenmıyorum bu fılmde oldugu gıbı...


“Sinema” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir