Su, dışarıdan alınan besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması metabolizmasında yer alır. Besinlerin hücrelerdeki metabolizmaları Sonucu oluşan atık ürünlerin akciğer ve böbreklere taşınmasında rol oynar. Kanda, karbonhidrat, yalan, proteinler, hormonlar ve oksijeni kaslara taşır. Ayrıca amonyak, karbondioksit ve laktik asit gibi maddeleri dokulardan uzaklaştırır.
İnsan bedeninin, kimlik, diğeri, bağ dokuları ve lipitler dışında tüm ögeleri su içinde çözelti olarak bulunur. Hücrelerdeki biyokimyasal tepkimeler bu çözelti içinde oluşur. Vücuttaki gücü içinde oluşan bu kimyasal olaylar yaşam için gerekli enerji sağlar.
Vücuttaki kas hücreleri, ya hücrelerini oranla daha fazla su içeriz. Suyun olmadığı bir ortamda enerji oluşumu için gerekli olaylar gerçekleşmez. Örneğin sıklet müsabakalarında sporcu görüşmek için sauna, terleme yoluyla su ve dolayısıyla ölüp kaybetmeyi seçmişse, maç sırasında yeterince enerji sağlayamayacağımı ve kısa sürede yapılacaktır. Vücut yollarındaki su, organları ve dokuları birbirine bağlayıp sarar. Tükürükteki su vermeyi de salgıları, yiyecekleri sindirir. İdrardaki su metabolik artıkları ortadan kaldırır. İdrarın koyu olması, artıklarını daha yoğun olduğunu gösterir.
Ayrıca su, vücut ısısını en önemli düzenleyicisidir. Gerek yaşamın devamı için gerekse egzersiz sırasında vücudun enerji gereksinimi için besinlerin yıkılması sırasında ortaya çıkan enerjinin bir kısmı ısı enerjisidir. Vücut normal Isısını koruyabilmek için oluşan fazla ısı enerjisini terleme yoluyla dışarıya atar. Terdeki su cilt boyunca ısıyı dağıtır. Vücutta yeteri kadar su yok ise oluşan ısı deri yüzeyine taşınamaz ve Soğutma işleminden terleme gerçekleşemez. Isı dağıtımmadığı için de dolaşım ve sinir sistemi başta olmak üzere vücut sistemlerinde bozulmalar oluşur.
Su, organizmada yüce dışında ve hücre içinde bulunur. Hücre dışında ki su da damar içi su ve dokular arası su olmak üzere iki kısımdan oluşur. Örneğin, serebrospinal sıvı, sinoviyal sıvı ve göz sıvısı.
Organizmada bulunan sıvının bileşimi iyi korunursa, suyunda volümü iyi korunur. İki ortamın bileşimi ve ozmotik basıncı pH’ı gibi çeşitli özelliklerinin sabit tutulması, homoeostazis prensibi su içinde geçerlidir.Bu denge çeşitli mekanizmalarla düzenlenmektedir.
Yatan birinin ayağa kalkması ile veya uzun süre ayakta durması ile alt ekstremitelerde kan basıncı artar, su buralarda terk ederek dokular arası kompartımana geçer ve ödem oluşur. Yürüme, alt ekstremite kasları çalıştırdığı için böyle bir ödemi önler.
Ani egzersizlerde bir miktar su, damarı terk ederek dokular arasına geçer. Bunun sonucu Hemokonsantrasyon oluşur. Eğer egzersiz şiddetli ise hemokonsantrasyon oluşumuna katkı sağlar. Egzersiz de damarlardan dokular arasına sürmesinin nedeni egzersizle kan basıncının artmış olması ve çalışan hücrelerin daha fazla metabolizma ürünleri meydana getirip, dokular arasına vermesidir. Bu yüzden dokularında sıvının ozmotik basıncının yükseleceği için damardan dışarıya su çekilir. Egzersizin devamı halinde kompansetuvar mekanizmalar işe girerek durum düzeltilir.